Şimdi şöyle bir şey var; yazamıyorum çünkü.. ulan buna bile birşey yazamıyorum. Düşünün işte öyle bir kitlenme hali var birkaç aydır. Açıkçası kilidi açmak için de fazla kafamı yormuyordum. Uzun zamandır kafa yorduğum pek birşey yok zaten. İşimi yapıyorum, işimde yeni şeyler öğreniyorum, self improvement is masturbation saçmalığını dikkate almayarak bir sürü şey öğrenmeye çalışıyorum.
Yazmaktan çok okuyorum aslında. Belki de iki işi bir arada yapamıyorum şimdilik, okur-yazar olamıyorum, okurluk kısmı daha eğlenceli geliyor. Fakat işte okur-yazar mertebesine ulaşabilmek için öncelikle kovayı doldurmak gerektiğini düşünüyorum. Yeterince dolduktan sonra yazarlığa da başlarım zaten kovadaki sudan faydalanmak isteyenler olabilir diye. Blogda yazmayı yazarlık kabul edemiyorum açıkçası. Bu konuda çok diyeceğim var aslında da, boşver. Hasan İzzettin Dinamo'nun Kutsal İsyan ve Kutsal Barış olarak toplamda kimi baskıya göre 11 kimi baskıya göre 9 cilt tutan seriyi 30 yıla varan bir çalışmanın ürünü olarak ortaya koyduğunu düşününce son zamanlarda matbaada baskı fırsatı bulmuş bir takım kağıtların kitap, o kağıtlar üstünde harfleri bir araya getiren kişilerin de yazar payesi alması beni derin düşüncelere itiyor. Belki de muhafazakâr bir tavırla bazı şeylerin bu kadar kolay olması canımı sıkıyor...
17 Kasım - Rüya
5 yıl önce
2 yorum var:
blog dünyasında gerçek yazarlar var. sadece web günlük olarak kullananlar da. bunun ayrımını bilmek lazım diye düşünüyorum.
yazamama dönemleri de olur arada. normal geliyor bana
blog dünyasında gerçek yazarlar var. sadece web günlük olarak kullananlar da. bunun ayrımını bilmek lazım diye düşünüyorum.
yazamama dönemleri de olur arada. normal geliyor bana
Yorum Gönder