Birkaç gündür fena halde Levent Yüksel, Sezen Aksu, Yonca Evcimik vs dinlemeye başladım. Tabi sadece bunlar değil bunun dışında blues, pop, disko müzikleri, balkan havaları falan da dinliyorum bolca. Neden yazdım şimdi bunları? Gelmek istediğim nokta şudur ki; eski zamanları hatırladıkça neymişim ben diyorum. İyi ki zihnim berraklaşmış, zevkim kendine gelmiş.
Belki bunu okuyacak olan bir kısım tepki gösterebilir. İçten içe veya dıştan dışa küfür de edebilir bana. Eskiden hemen hep metal dinleyen bir insandım. Siyah giymeyi bir tarz sanardım. Bilmezdim ki yaz günü siyah kot ve t-shirtle gezmek kıçımdaki terlerden başka birşey kazandırmazmış bana. Bangır bangır müzikler beyin hücrelerimi öldürmekten başka birşey vermezmiş o güzelim kıvrımlı organıma. Neyse ki büyüdüm de ne yaptığımın farkına vardım. Geçici duyma ve düşünme bozukluğuna yol açacak müzikler dinlemeyi bıraktım. Beş duyumuzun üçüne yüksek desibeli, karanlığı ve çoğu mensubunun uzun süre yıkanmayan uzun saçlarından çıkarttıkları kokuyla tecavüz ettiği bu müzik tarzını neyse ki bıraktım.
Şimdi çözüm önerime gelirsek; bence metalcilik küçük yaşta yapılan askerlik gibi bir görev olmalı. Belli bir yaşa kadar -18 olabilir, uygundur- bu görev idame ettirilir, sonra da büyümenin verdiği parlaklıkla mutlu bir hayata yelken açılabilir. Zevkler ve renkler diyen çıkacaktır elbet, renksiz bir şeyin nesinden zevk aldıklarını anlayamamakla birlikte onlara sevgilerimi iletirim. Taviz verin, yumuşayın.
17 Kasım - Rüya
5 yıl önce
0 yorum var:
Yorum Gönder