Sıksana Lan

Özellikle aksiyon filmlerinde çok sık kullanılan bir sahnedir. İki düşman karşılaşırlar. Birinde silah vardır ötekinde yoktur. Bir şekilde kavgaya tutuşurlar. Silahı olan ve senaryonun önümüze getirdiği üzere çoğunlukla şerefsizin önde gideni, çiğ süt emmiş kanıbozuk herif çeker silahın düşmanına doğrultur. Düşmanı, mağrur delikanlı, sağlam karakterli, yetim hakkı yememiş on numara insan hiç etkilenmez bu tehditten. Silahın üstüne doğru yürür. Kimi zaman göğsünü kimi zaman alnını silaha dayar. Ve tam bu anda o büyülü emri verir. "Sıksana lan!", "Sık ulan!". Şerefsiz olanın eli titremeye başlar ve yiğit delikanlı sırtını silaha dönüp giderken arkasından silahı titreyerek ve zaman zaman gözünden yaş akarak tutmaya devam eder.

Ben bu sahneyi görmekten bıktım, senarist arkadaşlar yazmaktan bıkmadı. Daha kaç kez kullanılacak bu kalıp? Gerçek hayatta var mıdır acaba böyle bir olay? Yer mi o anda öyle sıksana demek? Bilmem, bilemem.

3 yorum var:

-YgT- dedi ki...

yiyebilir. yemez diye bişey yok yani. misal masumiyet. bu yazıyı hiç düşünmeden yazabileni haluk bilginer in ruhu çarpar.

-YgT- dedi ki...

derya alabora'nın ne yapacağını söylemedim bile farkındaysan.

Conrad Bundy dedi ki...

aşk tutulması gibi her sahnesinde sevimli olmaya çalışan filmde de bu kalıbın kullanıldığını görünce yazmak istedim. haluk abimize saygılar.

 


Templates Novo Blogger 2008