Rüya Bilmecesi 11

Bir süredir hatırlayamıyordum rüyalarımı. Sonunda ziyadesiyle saçma bir rüyayla geri dönüyorum Rüya Bilmecesi serisine. Tabi ki gündelik hayatta yaptıklarım rüyayı da etkilemiş yine. Mesela 4-5 günde Heroes'un 1. sezonunu bitirmek ya da Çin'deki olimpiyatları izlemek. Rüyaya geçelim.

Rüyanın başlangıcında hastane gibi bir binadayım. Yanımda Heroes'un delikanlısı Peter Petrelli var. Bunu kenara çekiyorum "Şimdi abilerimizle konuşucaz. Ne yapmamız gerektiğini söyleyecekler." diyorum. Sonra bir kapıdan geçiyoruz ve Vefa Lisesi'nin bahçesine çıkıyoruz. Hava karanlık. Bahçenin yatakhane tarafında dar bir yol vardır bilenler bilir. Orada duruyoruz Peter'la. Sonra önce benim abi geliyor - abim yok - . Meğerse abim Münir Özkul'un gençlik haliymiş. Naber nasılsın hoş beşten sonra Nathan Petrelli de geliyor. Petrelli'leri yalnız bırakıyoruz. Bu sırada akşam olmasına rağmen zil çalıyor ve öğrenciler teneffüse çıkıyor. Yalnız bir ilginçlik var ki teneffüse çıkan öğrenciler daha ben liseye başlamadan önceki kıyafetleri giyiyorlar. Ben hazırlıkken son sınıf olanlar da var aralarında. Kısacası geçmişteyiz.

Petrelli'ler tartışmaya devam ederken Vefa Lisesi matematik hocalarından İsmail Doğrusoy beni görüp yanıma geliyor. "Seni sanki tanıyor gibiyim." diyor. "E hocam öğrencinizim." yani "Olacağım." diyorum. Kel kafasını kaşıyor hiçbir şey anlamıyor tabi haliyle. Birden bahçenin dışından yoldan sesler geliyor. Aşağı koşup dışarıya bakıyorum. Yoldan Çin ordusu geçiyor. Düzgün sıralar halinde, panzerlerin arkasında adeta resmi geçit yapıyorlar. O anda biri söylemeden öğreniyorum ki Çin Türkiye'yle savaşa girmiş. Bahçe kalanalık herkes hareketsizce Çin ordusunun geçişini izliyor. Arka bahçeye doğru koşuyorum. Çinliler yaralılarını arka bahçeye taşıyor. Bu sırada çok şiddetli bir yağmur başlıyor. Peter Petrelli yanıma geliyor koşarak. "Çabuk, gitmeliyiz. Bu savaşı çıkmadan durdurmamız lazım." diyor.

0 yorum var:

 


Templates Novo Blogger 2008