Rüya Bilmecesi'ne Devam

Yine acayip rüyalar silsilesi birbirini kovalıyor. Artık her hatırladığım rüyamı buraya yazmaya karar verdim. Unutmak istemiyorum bu rüyaları.

Bu seferkinde okuldan bir arkadaşımın evindeymişim. Evde onun dışında babası ve tanımadığım bir kız daha var. O tanımadığım kızla balkonda sohbet ediyorken hafiften bir deprem başlıyor. İçeriye, mutfağa kaçıyoruz. Mutfakta baba var. Deprem şiddetini artırıyor. Mutfak camından evin yana doğru devrildiğini görüyorum. Ev yıkılırken kafamızı falan koruyoruz. Etrafa yuvarlanıyoruz. Sonunda apartman yere çarpıyor. Toz bulutu kalktıktan sonra bakıyoruz ki enkaz altında kalmamışız. Kırılmış olan camdan çıkıyoruz ki karşımızda apartmanın çıkış kapısı var. Dışardan koşarak kapıcı geliyor kapıyı açıyor hemen dışarı kaçıyoruz.

Arkadaşım apartmanda kalıyor. Babasına onun gelmediğini anlatmaya çalışırken bizi zorla arabaya bindiriyor. Bu sırada da sürekli "Tapınağa gitmemiz lazım! Tapınağa gitmemiz lazım!" diye bağırıyor. Arabaya biniyoruz, birden bire İstanbul'da değil de sanki Hindistan'da bir yolda gitmeye başlıyoruz. Sonunda "Manyak mısınız ulan" diyip iniyorum arabadan. İnince tekrar İstanbul'da oluyorum. Hemen telefonumu çıkarıp eskiden benim için çok değerli olan bir insanı arıyorum. İyi olduğunu öğrenince rahatlıyorum. Telefonu kapatınca annem arıyor. Evimizin bir kısmının yıkıldığını ama tam yıkılmadığını söylüyor. Çadır almışlar bir de nasıl kurucaz bunu sen bilirsin diyor. Gayet normal bir şey yapıyormuş gibi telefonda anneme çadır kurmayı anlatıyorum.

Anlamıyor bir türlü. Neyse tamam geliyorum diyip kapatıyorum telefonu. Eve giderken rüyaya ilk başladığım yıkılmış evin önüne geliyorum. Enkaza dalıp arkadaşımı kurtarmaya çalışıyorum. Koca koca taşları betonları kaldırıp fırlatıyorum. Sonunda arkadaşımı kurtarıyorum. Sarıldığımızda uyandım.

0 yorum var:

 


Templates Novo Blogger 2008