Friedrich Engels

Yazının başlığına bakıp da şaşırmayın. Engels'le ya da Marx'la ilgili şeyler anlatmayacağım. Komünist Manifesto'dan alıntılar da yapmacağım veya sosyalizmin temelleri hakkında birşeyler konuşmayacağım. Ha bu demek değil ki ben bunları yapamam. İstesem bu bahsettiklerimin hepsini yapabilirim ama sadece hastasıyım serbest çağrışımın.

Bahsedeceğim konu "engellemek" veya ingilizce msn messenger kullanıyorsanız "block". Biraz düşününce birisini engellemenin ne kadar kendini beğenmiş bir davranış biçimi olduğu görülebiliyor. Yani diyorsunuz ki karşınızdakine "Seninle konuşmak istemiyorum ama sana da güvenmiyorum. Şimdi sen beni çevrimiçi görürsün laf atarsın falan hiç çekemem." Bir kere sen kimsin ki o kişi hakkında varsayımlarda bulunuyorsun diye sorarım ben bu kişiye. Kendini beğenmişlik de tam bu noktada olaya dahil oluyor. Adam/kadın belli ki sana değer veren biriymiş, konuşmak istiyor. Sen niye kendini bakliyattan nimet sayıyorsun da onu engelliyorsun. Ha ben de engelledim zaman zaman birilerini. Fakat bunlar genelde takımım yenildikten sonra dalga geçebilecek kişilerdi. Çok engellendim de tabi. Hala da engelli olduğumu bildiğim kişiler var. Başlarda takıyordum kafama açsa da konuşsak falan diyordum. Artık hiç umrumda değil. Zaten bir takım kararlar aldım dün ve uygulamaya koydum, belki bahsederim bir ara. Bu kararlar uyarınca konuşmak isteyen açar engelini arkadaş hiç de umrumda değil.

Lafın kısası, insanlar birbirini engellemesin. Söyleyin insan gibi ben seninle konuşmak istemiyorum diye. Sonra da dursun öyle. Konuşmak istersen konuşursun tekrar ama en azından kendini beğenmiş, rahatsız bir tavır içine girmemiş olursun. Beni mi? Engelleyen engellesin anacım. Zaten ....

0 yorum var:

 


Templates Novo Blogger 2008