En son Thick As Thieves olmak üzere birçok soygun filmi izledim. Yeri geldi bir bankayı, yeri geldi bir kumaraneyi, zaman zaman da sanat galerisi, müze gibi yerleri soydum filmdeki karizmatik ve izleyicide ilk bakışta sempati uyandıran hırsızlarla birlikte. Soygun filmlerinin böyle de bir garip durumu vardır tabi. Adamlar özünde hırsız, yani çok basit bir anlatımla birinin ister emeğiyle olsun ister türlü alavere dalavereyle olsun kazandığı parayı haksızca onun elinden alan insanlar. Fakat bu adamları bize öyle gösteriyorlar ki sevip sarmalayasımız geliyor elin hırsızlarını. Kasaya girdiklerinde seviniyor, çıktıklarında sanki gelip çaldıkları milyon dolarlardan üç beş de bize atacaklarmış gibi mutlu oluyoruz. Bunda tabi oyuncu seçimi de önemli. Brad Pitt, Jason Statham gibi ağabeylerin yerine gidip Erol Taş'a banka soydursanız pis hırsız damgası yerdi Erol Amca.
Neyse diğer bir değinmek istediğim konu da, şu filmleri izledikten sonra bu tür mekanların güvenliğinin nasıl olduğu konusundaki merakım. Yani ben hiç bir kumarhanenin güvenlik merkezini görmedim, kasaya girilmesin diye ne tür alengirli sistemler kurmuşlardır bilmiyorum ama benim bir kumarhanem olsa kesinlikle güvenlik kamerasıyla kasanın içini dışını izliycek diye bir adam tutmazdım. O adamı baştan aşağı ağır silahlarla donatır kasanın önüne oturturdum. Nasıl olsa bizim zeki soyguncularımız güvenlik kameralarının sistemine girip bir şekilde önceden çekilmiş görüntüleri izletebiliyorlar o saftirik güvenlikçiye. Diğer düşüncem de şu hareket algılayan lazer dalgalarıyla ilgili. Şimdi bu lazerler neden sürekli oynar ordan oraya halen çözebilmiş değilim. Ben olsam komple içeriyi birer santim arayla lazerle donatırım, sonra capuera (nasıl yazılıyor bu?) mı yapıyor samba mı napıyorsa yapsın giremez hırsız arkadaşlar. Daha pek çok şey yapılır da tabi el,ses,retina taraması falan en standartları onları söylemeye bile gerek yok ki onları geçmenin de yolunu buluyorlar. Farklı şeyler düşünmek lazım.
Filme geri dönersek, Morgan Freeman ve Antonio Banderas var diye izleyeyim dedim. Bir de soygun filmi falan her halükarda eğlencelidir. Fakat çok boş vaktiniz yoksa boşverin izlemeyin. Bunca yıldır çekilen sonu şaşırtmalı soygun filmlerine hiçbir yenilik getirmeyen, oyunculukların iyiliğinden puan kazanmaya çalışan ve alelacele sonunu bağlayıp bitiren "eeeh" dedirten bir filmdi Thick As Thieves.
17 Kasım - Rüya
5 yıl önce
3 yorum var:
ocean's serisine göndermeler demek he. hepsi birbirinden güzel. ama thirteen bi başkaydı.
Geçen gün izledim bu filmi.
Bugün televizyonda fragmanı gösteriyorlardı, evdekilere dedim idare eder bi film belki seversiniz diye, atladılar hemen "Biz bunu izledik işte.. Soygun di mi? Banka soyuyorlardı di mi? O değil mi? Al işte kovalıyo bak şimdi de yakalancak, o adam kasada kalıyo işte heh. İzledik işte" diye. >_>
Tahmin edilebilir hale geldi senaryolar ama zaman geçirtiyor işte insan heyecan yapıyor izlerken.
bu kadar eski yazıma yorum yapmanız gözlerimi yaşarttı efenim. okunuyormuş blog meğer. pek mutlu oldum. =)
Yorum Gönder