Büyük üstad Şahin K'nın bir repliğinden arakladığım başlıkla yazıma başlamak istedim. O güzide filmde de Şahin Ağa sorar arabada giderken yanındaki hanımefendiye bir eksiğiniz yoktu değil mi keyfiniz yerinde mi gibi soruları hiç sıkıntı olmadığını öğrenince de başlığın orjinal halini sorar ve olayları geliştirirdi. Ben de şimdi hükümete bunu sorarak başlıyorum. Herşeyimiz tamamdı, işsizliği çözdük, ergenekondu, Kürt sorunuydu, üniversitelerin haliydi herşey çözümlendi tek eksiğimiz bu yasaktı. Şimdi muhteşemin muhunda bir ülke olduk işte.
Bildiğiniz gibi yarından itibaren cezaevleri, tımarhaneler,evler ve otellerin bazı odaları dışında tüm kapalı alanlarda sigara içmek yasak olacak. Eve otele zaten karışacak halleri yoktu da cezaevi ve tımarhanelere ayrıcalık tanınması sanırım sigara içen insan ya hapisliktir ya deli düşüncesi olabilir. Bir mekanın bahçesi olması da yetmeyecekmiş. Bahçenin üstü tenteyle kapalıysa yan cephelerinin yüzde 50 den fazlası açık olursa ancak kapalı alan statüsünden çıkıyormuş. Bu veriler ışığında keyifle sigara içerek oturabileceğimiz yer sayısında ciddi bir düşüş olacak. 7 yıldır bıkıp usanmadan keyifle gittiğim kafeye sanırım artık pek gidemeyeceğim. İnsan yarım saatte bir kalkıp dışarı çıkmak istemiyor haliyle. Hadi düz ayak kafelerde neyse de Taksim'de Kadıköy'de bir sürü apartmanın üst katlarında barlar, kafeler var. Adam her sigara içeceği zaman 5 kat inip çıkar mı? Ben söyliyim o 5 katı hiç çıkmaz gider açık havada bir yerde oturur. Peki o 5. kattaki mekan nolur? Oh ne güzel dumansız oturabileceğiz diyen birkaç dangalak yeni müşteriyle geçinmeye çalışır. Çoğu da pek fazla dayanamaz kapıya kilidi vurur.
Haydi olayın ekonomik boyutunu bir kenara koyuyorum. Zaman içinde göreceğizdir sonuçları. Avrupa veya ABD'de de bu yasaklar var ama batan işletme yok diye gelmeyin bana. Bizim millet farklı onlar farklı. Biraz halkını tanımak lazım. Bu halk keyifle oturamayacağı bir yeri tercih etmez. Neyse zamanla haberlerde battığı için ağlayan bar-cafe işletmecilerini görünce belki anlar sigarayla savaşan dangalaklar ne yaptıklarını. Asıl söylemek istediğim bu yasağı getirirken en çok sözü edilen sigara içmeyenlerin hak ve özgürlükleri meselesi. Tamam, saygı duyuyorum kendilerine içmeyebilirler, içmesinler de. Onların da sigara dumanı solumadan bir yerde oturabilme hakları ve özgürlükleri olmalıdır. Kimse kimsenin dumanını solumak zorunda değil. Fakat bu özgürlük benim bu salt keyiften değil fizyolojik ve psikolojik bir bağımlılıktan dolayı içmek zorunda olduğum sigarayı nerde içeceğime müdehale eden bir hale geliyorsa benim özgürlüğüme tecavüze başlamış demektir. Sigara içmeyen insanların özgürlüğünü gözetirken sigara içenlere böcek muamelesi yapıp "İçeceksen yürü git dışarda iç." demek tek kelimeyle faşizmdir. Bu çeşit faşizme hava faşizmi denebilir. Buradaki havalar hep benim. Ben kokusunu almayacak da olsam sen o havaya dumanını salamazsın, izin vermiyorum demektir.
Peki nasıl bir çözüm getirilmeliydi? Bunu söylememe bile gerek yok aslında hem sigara içmeyenleri memnun edecek hem de içenleri mağdur etmeyecek bir düzenleme nasıl yapabiliriz diye 10 dakika düşünselerdi şu sonuçlara varabilirlerdi. Öncelikle en basit yöntem tabi ki birçok yerde zaten çoktan uygulanan sigara içilen-içilmeyen bölüm ayrımının keskinleştirilmesi gerekirse araya camekan çekilmesi zorunluluğu ve havalandırma düzenlemesinin sıkı denetlenmesi yapılarak isteyen dumansız hava sahasında takılabilirdi istediği gibi. Daha ekstrem bir çözüm mü istiyorsunuz? O da basit. İçki her mekan satamıyor şu an değil mi? İçki ruhsatı denen birşey var ki almak için bir tarafını yırtıyor işletmeciler. Hayvani vergilerin dışında yakınlarda eğitim kurumu olmaması gibi bir çok özelliğe bakılıyor bu ruhsat verilirken. Sigara için de çok kolayca bu ruhsat uygulamasına geçilebilirdi. İsteyen işletme müşteri profilinin istekleri ve kar-zarar dengesine bakarak bu ruhsatı alıp almama kararı verebilirdi. Böylece sigara içmeyen biri sigara ruhsatı olan bir mekana girmek istediğinde karşılaşacağı dumanı bilir ya da tam tersi durumda sigara içen kişi dışarı çıkıp sigara içmek zorunda olacağını kabullenerek giderdi. Alan memnun satan memnun olurdu yani. Dediğim gibi bunları düşünmek çok zor olmasa gerek.
Sigara içip de kafası çalışan herkesin çok zamandır söylediği şeyleri bir kez de ben söyledim. Maksat fikrimiz belli olsun. Bu yasak nedeniyle sigarayı bırakmayı hiç düşünmüyorum ki inadına daha da çekici kılıyor. Umarım belli bir süre sonra geriye bakıp da "Lan sigara içenlerin insan haklarına tecavüz etmişiz." diye düşünür kural koyucular. Pek sanmıyorum ya neyse. Son olarak da "Okeye Beşinci" uygulamasını öneren Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a bir kahveden gelen cevabı iletmek istiyorum.
-Sağlık Bakanı sigara içenler okeye beşinci bulup sigara içmeye gidebilir diyor, ne diyorsunuz?
-O zaman bakan beyi çağırırız beşinci.
17 Kasım - Rüya
5 yıl önce
1 yorum var:
Bence uygulayamayacağı yasakları yasaları çıkarmasınlar artık Türkiye'de. Avrupa'da zar zor uyguluyolar sen nasıl Türkü durdurucan Erzurumdaki kahvede? Mesela Almanya'da bu yasak zaten uzuuun bi zamandır var ama pek fazla ipleyen yok, yani kulüplerin diskoların pubların hatta alkol satılan(ki çoğunda satılıyor) restorantların çoğu göz yumuyor içenlere, hatta bizim metrolarda felan içilmez asla millet çat çut yakıyodu walla aldırmadan... (gerçi Hollanda da çok sıkı uygulanıyordu, ama coffee shoplarda da dumandan girilmiyordu içeri ehhe). neyse demem o ki, bu işi beceremeziz zaten biz...
Yorum Gönder