20.05

3 yıl önceydi. Yaza çalan bir gün, ÖSS stresi bünyeyi iyice bastırmışken yaşanan 19 Mayıs ertesi tatili. Evde oturup test çözmek çözmektense bünyeye deyen şeytan dürtüğüne kapılarak Taksim otobüsüne binen genç, kendini ilk kez gördüğü bir bayanın yanında buldu. Özel bir gün olduğu takvime bakınca bile anlaşılıyordu, 20.05.2005. Özel bir gündü o evet, hayatta yapılan her tercihin gelecekle ilgili birçok şeyi değiştirdiği üzerine o zamanlarda hiç düşünmediği halde kısa bir süre sonra o gün Taksim'e gitme tercihinin ne kadar doğru olduğunu anlayacaktı.

O günden sonra yaşanan her gün, önceki hayattan daha farklı, birçoğu daha güzel geçti. 18 ay süresince herşey istediği gibiydi. İki ayrı hayatın birleşerek tek bir hayat oluşturması, adeta iki kişilik bir Voltran kurmak o ana kadar beklediği şeydi bu gencin. Herşey sorunsuz çalışıyor sanarken Voltran'ın bir parçasında oluşmaya başlayan arızaları farkedemedi. Voltran bozuldu, parçalar etrafa dağıldı. Bir süre genç parçaları toparlayıp, tamir etmek için nafile çabalar harcadı. Nafile çabalar işte, namaz bile zamanında kılınamayınca kaza edilirken bu konuda kaza etme şansı yoktu. Pes etti.

Üstünden bir 18 ay daha geçti. Çok şey girdi araya, geçti gitti. Önceki 18 aylık dilimde yaşanan kadar olmasa da dolu günler yaşandı. Genç şimdi 36 ay öncesinden çok farklı olduğunu söylüyor. Büyümüş eşşek sıpası, herşeyi daha net görebiliyormuş. "Özledin mi?" diye sordum. "Bilmem. Belki." dedi. Ben özlediğini düşünmüyorum. Yine de bence elinde olsa 36 ay önceye geri dönerdi. Hiçbir şeyi değiştirmek için değil, aynı günleri tekrar yaşamak için bunu yapacağına eminim. Daha çok 18 aylar geçecek, bunun farkında. Yine de selam göndermek güzel şey yaşanmış olanlara. Mahsun bir ifadeyle Kraker yerken kedimsi şeyleri sevmek, işte bunu seviyordu.

20.05.2008

0 yorum var:

 


Templates Novo Blogger 2008