Dokunma Kutsal'ıma

Kutsal Damacana'ya olan sevgimi kelimelerle ifade etmem mümkün değil. Bugün Ceren'le konuşurken ölmeden önce son yapacağım işin bir kez daha Kutsal Damacana izlemek olacağını düşünüyorum. O ölüm ne mutlu ne neşeli bir ölüm olur öyle yarabbi.

Neyse konumuz şu ki Show Tv çok sık aralıklarla veriyor bu şaheseri. Ben de dayanamayıp her seferinde açıyorum. Her yerini izlemesem de kulağım orda oluyor. Şimdiye kadar kesilen sahnelerine, sansürlenen diyaloglara, buzlanan sigaralara alışmıştım bu filmdeki de bugün ilk defa bir şeyi farkettim ki resmen Şafak Sezer'e bir diyaloğu tekrar söyletmişler. Dublaj yapmışlar.

Fikret gece gemide Asım'a gemicilik maceralarını anlatır. Biraz daha lafladıktan sonra Asım hadi ben gidiyorum diye iyi geceler der gider. Filmin orjinalinde Fikret'in Asım'a cevabı "İyi geceler yuuavvşaaaam" iken Show Tv versiyonunda Fikret "İyi geceler yavruşum" der.

Yapmayın etmeyin ya. Ayıptır ya. Sinirim bozuluyor, örseleniyorum. Dokunmayın kutsalıma, nolursunuz. Bir yere kadar sıçıyorsunuz filmin içine de bu kadar da ileri gitmeyin. Şafak Bey size de teessüfler. Gitmeyebilirdiniz o dublaja bir yavruşum demeye. Tabi o gitmemiş de olabilir sesi benzetmişlerdir falan olur mu olur da, yine de olmasaymış iyiymiş.

Mazorgazm

Çok uzun zaman önce çekimlerini tamamladığım Mazorgazm'ın montajı da sonunda bitti. Facebook grubune üye olup gelişmeleri takip edebilirsiniz. Şimdilik birkaç fotoğraf ve fragmanı koydum da bir ara vakit bulunca gizli saklı bir yerlere filmi de yükleyip nette yayınlamadan izlemenizi sağlarım.

beşibiryerde


Bugün ayın 12 si, aylardan Eylül. 29 sene önce ne olmuştu?

Hipo?

"Transformers filmiyle yıldızı parlayan Megan Fox, Toronto Film Festivali'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Fox, kendisinin bir seks kasedi olup olmadığı sorusuna, 'Aman Tanrım! Eğer böyle bir kaset olsaydı da güzel olmazdı. Çünkü ben tıpkı bir hipopotam gibi sevişiyorum. Kendimi öyle görmek istemezdim.' dedi." - Akşam

Şimdi bu haber gerçek mi yoksa güzel bir kadın fotoğrafı koyalım altını da dolduralım hacı birşeyle millet yer zihniyetinin ürünü mü bilmiyorum ama gerçekse sayın Megan Fox'tan hipopotam gibi sevişmek kavramını biraz açmasını, gerekirse video görüntüleriyle göstermesini istiyorum. Beynim gitti. Hipopotam diyor lan. İnsan ceylan der, gelincik der.

Konumuz Şaşırmaktı

Yiğit yazmış ki ben yine bir ara saçmalamışım bulunacak birşey kalmadı diye. O sohbetin olduğu günü hatırlıyorum, tamam kafam güzeldi sanırım ama konu öyle değildi. Bulunacak birşey kalmadı der miyim lan? Işınlanma var bir kere.

Dediğim şuydu ki "Şimdi ne bulunsa zamanında televizyonun bulunduğunda yaptığı kadar büyük etki yapar ve sen o günkü insanların televizyone şaşırdığı kadar şu an neye şaşırırsın?" Cevap verememişti. Ben yine diyorum ki bu ancak ışınlanmadır. Şu an benim de aklıma başka birşey gelmiyor. Elektriği kablosuz iletmek de güzel bir buluş tabi ki ama benim için uçan araba gibidir. Olursa güzel olur tabi ki ama öyle vay anasını diye şaşırmam. Zira bundan yıllar yıllar önce Nikola Tesla isimli büyük mucidin elektrik akımını atmosferin iyonosfer tabakasını kullanarak radyo dalgaları gibi iletme konusunda çalışmaları olduğunu okumuş bir adamım. Zamanında yapamamıştı tabi Edison falan karışık mevzular. Hem o çalışmaları hem de neden yapamadığıyla ilgili daha bilgili olanlar varsa, elektrik mühendisi vs yorum yaparsa sevinirim. Sözün özü evet elektriğin kablosuz taşınımı büyük bir icat olur ama beni ışınlanma ya da şu an hiç aklıma gelmeyen aynı düzeyde bir buluş kadar şaşırtıp heyecanlandırmaz.

Deprem Şımarıklığı

Konya'da 2 gündür depremler oluyormuş. Neymiş ne değilmiş bakayım dedim. 4.7 şiddetindeymiş ana deprem. Onun artçıları devam ediyormuş da millet korkudan evine giremiyormuş da efendime söyliyeyim zangır zangır titriyolarmış, yetermiş. Ah canım kıyamam.

17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerini yaşamış bir insan olarak çoğumuzda olduğu gibi bende de deprem şımarıklığı var. Şimdi 4.7 şiddetinde depreme korkan insan görünce ulan o zaman 7.4'ü yaşasaydınız kalpten gidecektiniz demek istiyorum. Artçı dediğiniz şey de hiçbir zaman ana depremden büyük olamaz ve ana depremde aşırı hasar almamış bir bina artçı depremle yıkılamaz. 10 yıllık süreçte öğrendik bunları biz. Haydi Konya'lılar siz de öğrenin.

4-5 şiddetindeki depremler buyursun İstanbul'a gelsin. Başımla beraber. Tabi diğer fayları tetikleyecek etki yapmayacaksa. Yoksa böyle depremler yine öğrendiğimiz üzere faydaki enerjinin boşalması için gerekli. Hem de eğlenceli oluyor bir anda adrenalin falan. Ufak depremleri sevelim, sevdirelim. 4.7'lerle de kendimizi camdan atmayalım.

Askerlik Anıları 2

Askerlik anılarıma devam edelim. Zaten şurda 2 gün sonra alacağım tezkereyi, askerlik anılarımı da hemen anlatıp bitirmiş olacağım. Çok hızlı geçti valla hiç anlamadım.

Bu seferki konumuz muayene. Ben hayatımda hiç bu kadar donlu adamı bir arada görmedim. Bir de ortama sonradan gelen adam olarak karşısında görünce daha bir tedirgin oluyor insan. Düşünsenize mahzen gibi bir yere iniyorsunuz elinizde dosyalar falan, koridoru dönüyorsunuz, karşınızda 15 tane donlu adam. Çok korkunçtu. Neyse kısa süre sonra ben de o donlu adamlardan oldum da bir parça benimsedim durumu. Donlu adam olmak rahatmış aslında. Durumu tahmin edip uygun iç çamaşırı giymek de önemli. Sonra en son gelip de askerle özel konuşabilir miyiz diyip çıkan 15 dakika sonra geri gelen ve evine gidip donunu değiştirip mayo giydiğini anladığımız herif gibi olursunuz.

Muayeneyi yapan kurulda 30-35 yaşlarında bir kadın üsteğmen olması genç ve abazan güruh içerisinde bir çalkalanmaya neden olsa da ben kadını görünce hem onun hem de sevgilisi, nişanlısı, kocası artık neyi varsa onun için üzüldüm. Kadın için üzüldüm çünkü kara kuru çirkince birşey olmasına rağmen abazan neslin bakışlarına maruz kalıyor. Donlu olmanın da getirdiği rahatlıkla yaldır yaldır çıkıyorlar kadının karşısına. Kadıncağız için artık erkek vücudu kalemden, bardaktan farksız bir hale gelmiştir herhalde. Her askere alma döneminde yüzlerce değişik erkeği çıplak gören bir kadın. Erkek jinekolog sendromu tam olarak. Kocasının da durumu vahim. Hangi erkek karısının her gün yüzlerce donlu adam görmesini ister ki? Bir de onca vücut gördükten sonra gece yatağa girince adamın vücuduna nasıl bakıyor acaba kadın? Nerden baksan yazık.

Askere gitmeye çalışma döneminin püf noktası beklemekmiş bunu da anladım. Muayene 2 dakika, muayenenin başlaması ve bitişindeki işlemlerle birlikte şubede geçirdiğiniz toplam süre 3.5 saat. Ölüm gibiydi. İkinci muayene faslında da buna benzer bir durum oldu da o diğer yazının konusu. Tüm anıları bir seferde bitirmeyelim. Zaten elimde malzeme az. Sündüre sündüre kullanmak istiyorum.

Basterds

Sırf Eli Roth'un Donnie Donowitz karakterini ve Christoph Waltz'in Hans Landa karakterini görmek için bile gidilir Tarantino'nun son filmine. Bu karakterler dışında filmde sanki birşey yok mu? Olmaz mı? Tarantino'nun filmde mesajı çaktığı üzere şaheseri değil belki bence ama en iyilerinden biri. Kill Bill'den daha iyi bence diyeyim gerisini siz anlayın. Ya da değil mi ki acaba. Şimdi yazarken Kill Bill'den sahneler geldi de gözümün önüne, emin olamadım. Neyse işte Reservoir Dogs ve Pulp Fiction'ı bir kenara ayıralım, bu film de fazlasıyla güzel. Gidip izlenesi.

Askerlik Anıları 1

Şimdi ben çok çok büyük bir ihtimalle askerliğe elverişsiz bir insan olacağım için ilerde anlata anlata bitiremeyeceğim askerlik anılarım da olamayacan. Ben de napayım bu çürüğe çıkma yolundaki maceralarımı anlatırım çocuklarıma askerlik anıları diye dedim, ilk de size anlatayım dedim.Çocuklar.

Hani her Türk asker doğardı? Ha ben doğmadım zaten doğuştan çürük olduğum için doğuştan asker olma, en başarılı okuduğum türkünün Yaylalar olması şansını kaybetmiştim de bugün yerinde gözlemlediğim üzere askere gitmek üzere olan genç neslin;

%82' si bir yolunu bulup gitmemek,
%17 'si gitmek ama hemen gitmek istemediği için tecil ettirmek,
%1 'i de bir an önce gitmek istiyor.

Özellikle son %1' lik dilime üye olan asker adaylarından biri bacağında platin olmasına ve sağ kulağı duymamasına rağmen "İnşallah çürük raporu vermezler." diyebiliyor. Bunu duyan er de arkasından "Acemilikte görürsün inşallahı." yorumunu yapıyor.

Arkadaşıyla birlikte gelen ve astsubaya kafa atmaktan 36 ay ceza aldığını, kaçtığını, askerliğinin 5 yıl sürdüğünü anlatan abi de bambaşkaydı. Haline tavrına bakılırsa kafa da atmış olabilir parmak da. Herşeyi beklerim. İnceden tırsmadım desem yalan olur.

Askerlik şubesine gitme olayıyla ilgili de bilmediğim bir adet varmış sanırım. Bana kimse haber vermemişti de muayene olmaya babayla birlikte gitmek bir gelenekmiş sanırım. Adama bakıyorsun koca herif, 2 ay sonra askere gidecek ama babasıyla sabahın 8'inden itibaren birlikte oturuyor. Bir değil iki değil rahat 6-7 kişi babasıyla gelmişti. Fakat bir tanesi iyi ki babasıyla gelmiş de o mübarek insan son zamanlarda duyduğum en güzel yakınmalardan birini yaptı subay ailesine giden çayları görünce.

"Herkes Allah kulu, burdakiler am kılı"

Hido takıma geri dön.

Takım sporlarında başarılı olan kişilerin hayatta tek başlarına birşeyler yapmaya çalıştıklarında öteki durumdaki kadar başarılı olamayacakları şeklinde bir genelleme yapabilirim, 12 Dev Adam'ın bloga da eklediğim reklamı ve Hidayet'in takım arkadaşlarından ayrılarak oynadığı Turkcell 3G reklamlarını karşılaştırarak. Ne uzun cümle yazmışım ayrıca, bitince farkettim. Velhasıl, yapma Hido. Bari yanına Kerem Tunçeri'yi falan al, asist yapar.

Celayla hoppaaa

Silivri'ye giderken Celaliye diye bir muhit var, bilen bilir. Ben bilmezdim 2 ay öncesine kadar mesela da benim gibi bilmeyenler öğrensin. Silivri'ye her gidişimde bu Celaliye'ye varınca Türk insanının kelime esprisi zekası, Osmanlı tarihi ve Bülent Uygun aklıma gelmeden olmuyor. Celaliye nasıl bir yer tam olarak da bilmiyorum aslında. Orayla ilgili tek bildiğim "Celaila" isimli bir gece kulübü-balık lokantası karışımı bir mekan açan yaratıcılıkta işletmecilere sahip olduğu.

Diğer konular için de "Sivas'ta Laila yok La ilahe illallah var" ve "Celali İsyanları" araştırılabilir. Ayrıca celailaheillallah.
anuagoooo Bülent Başkan.

Katırlar Oje Sürer Mi?

Saygıdeğer hanımefendiler; eğer ki artık bir katıra ait olması gereken fakat ne yazık ki sizin ayak parmaklarınızda bulunmaya devam eden tırnaklarınız varsa bunları terlik, sandelet vb. giyerek toplumun görüşüne sunmak zorunda değilsiniz. Haydi bir hata yaptınız da yaldır yaldır katırtırnaklarınızla gezinmeye karar verdiniz, neden bir de çirkinlik konusunda Usain Bolt'un altetizmde geldiği noktaya gelmiş tırnaklara gümüş rengi, simli oje sürerek insanlığın sınırlarını zorluyorsunuz?

Kaptan


Livorno kaptanı, güzel insan Cristiano Lucarelli

Kıskanmak

Zeki Demirkubuz'un yeni filmi Kıskanmak 6 Kasım'da vizyona giriyormuş. (Mübarek gün, severiz 6 Kasım'ı) Fragmanı da çıkmış, göz atmakta fayda var.

12 Dev Adam



Son zamanlarda izlediğim en güzel reklam filmi.

 


Templates Novo Blogger 2008